20 Aralık 2011 Salı

YAĞLI PİDE


Merhabalar,
Geçen gün Doğukan okuldan geldikden sonra canımız sıkıldı. Ne yapalım diye düşünürken ana oğul mutfağa girdik. Akşam üstü çayla yemek için yağlı pide yapmaya karar verdik. İnternette görmüştüm bir iki sefer denedim ama pek iyi olmamıştı Doğukan ise çok sevmişti. Bir kez denemeden ne çıkar dedik ve kolları sıvadık. İyi de yaptık busefer çok güzel oldu.
Ben hamur yoğurmaya başladı. Doğukan ise hiç yanımdan ayrılmıyor bana yardım ediyo.

Hamur için;
1 su bard. ılık su, 1 kesme şeker, 1 paket toz mayayı karıştır. 1,5 tatlı kaş. tuz ve aldığı kadar un ekleyip yoğur. Yumuşak kıvamlı bir hamur olunca 45 dak. mayalandır.
Mayalanan hamuru dörde bölüp tabak büyüklüğünde aç.

Kenarda beni seyreden Doğukan hamur açmaya başlayınca hemen sandalyeyi çekip üzerine çıktı. Bende yapim diye tutturdu. O açtı ben çevirdim.





Açılan hamurların ortalarını parmak uçlarıyla çukurlaştırıp 1 yemek kaşığı tereyağ ekliyip fırında 200 derecede pişir.












 Tereyağ eriyip pideler hafif kızarınca fırından alalım.
Pidenin kenarlarına erimiş tereyağından sürüp ortalarına 1 yumurta kıralım. Tekrar fırına verip pişirelim.

18 Aralık 2011 Pazar

DÜNÜN ANLAM VE ÖNEMİ


Merhabalar,
Dün çok güzel, eğlenceli ve de yorucu bir gün geçirdik. Dün Doğukan'ın doğum günüydü. Artık okullu olduya beyimiz arkadaşlarıyla kutlamak istedi. Okul da yapalım dedik ama kabul etmedi evde olmalıymış. Öğretmenimiz ve bazı veliler görüşürüyoruz zaten bende onları eve davet ettim. Dogum günü olduğundan haberleri yoktu süpriz oldu. Çocuklar çok eğlendi arada bir ufak tefek kavgalar oldu ama sonra düzeldiler.


Çocuklar ve öğretmenimiz.
Arabalı pastamız. Doğukan'a göre şimşek mc queen . Bütün çocukların hoşuna gitti. Tadı da güzeldi dışı krem şantiyle kaplı olmasına rağmen hafifti. Çocuklar 2- 3 dilim yediler.
Pastanın kenarlarını eritilmiş çikolatayla belirginleştirdim ama çikolata aktı. Hoş bir görüntü olmadı ama benden başkası da umursamadı.


 Masamızın görüntüsü. Genellikle blogumda tarifi olan şeyler. Herkes tarafından beğenilmesi çok hoşuma gitti ve bütün yorgunluğumu aldı.

3 Aralık 2011 Cumartesi

GEZME GÜNÜ

Bugün sabahtan Doğukan'la attık kendimizi dışarı. Doğukan'ın sınıfında kahvaltı etkinliği vardı. Daha önce bahsetmiştim cafe bakmaya gittik diye. Yakınlarda bir cafe bulmuştuk anlaştık gittik. Biz erken gittik ama sonra veliler gelmeye başladı. Katılım tahminimizden az oldu. 17 kişilik sınıftan 9 kişi gelmişti. Çocuklar için çok iyi oldu tabi bizim içinde sohbetler edildi, gülündü, eğlenildi. Resimler çektirdik. Öğretmenimiz çok iyi, güler yüzlü, sevecen ve çok candan.
Bu sınıf etkinliğimiz devam edicek. Bu sene çok gezicez.




Öğlene kadar sürdü kahvaltımız. Ordan uzun zamandan beri gitmediğim bir akrabama gittim. Orda ise kızlar birbirinden güzel şeyler hazırlamışlardı. Menümüzde içli köfte, fasulye kavurması, patates salatası, havuçlu toplar, muzlu pasta, poğaça ve karışık turşu vardı. Favorim içli köfte ve havuçtan yapılan toplar (adını tam bilmediğim) tatlı nefisti.

Akşama kadar oturduk sohbet muhabbet, kahkalar havada uçuştu ve kahveler içildi yine fallar bakıldı. (Bizim ailede amma falcı varmış) Fala çok inandığımızdan değilde eğlence olsun işte.

2 Aralık 2011 Cuma

TENCERE KEKİ

Merhabalar,
Yediğim en güzel keklerden biri. Yapımı çok basit ve çabuk. Tencere keki dediğimde önce yüzüme garip bi bakış atıyolar sonra "nasıl? tencerede mi?" diyolar. Tadı ise mükemmel oluyor puf puf. Kardeşim fırında pişenlerden daha iyi olduğunu söylüyor.


Tarif Elif Korkmazel'e ait. Tv programında görmüştüm. Duyupta yapmayan varsa hiç durmasın mutlaka denesin. Benim favori kekim oldu.









  • 2 yumurta

  • 1 su bard. şeker

  • 1 çay bard. süt

  • 1/2 çay bard. su

  • 3 yemek kaş. kakao

  • 1 paket vanilya

  • 1 paket kabartma tozu

  • 1,5 su bard. un

  • Damla çikolata, ceviz veya fındık

Yumurta ve şeker çırpılır. Süt, su ve kakao eklenip çırpılmaya devam edilir. Un, kabartma tozu va vanilya elenip çırpılır. Tereyağıyla yağlanmış teflon tencereye kek dökülür. Üzerine ceviz ve çikolata serpilir. Ocakta kısık ateşte pişirilir. Kek pişerken kapağını açıp kontrol edebilirsiniz.

28 Kasım 2011 Pazartesi

HAMSİ BUĞLAMA

Bugün dondum diyebilirim. Doğukan'ın sınıfında tüm veliler ve öğretmen cumartesi günü kahvaltı yapmayı düşünüyoruz. Öğleden sonra arkadaşlarla çıkıp birkaç cafeyle görüştük. Ben de hava iyi diye ince giyindim ama dondum. Elimde kahvem sırtımda şal bakalım blog dünyasında neler oluyor?

Orta okulda falandım galiba cumartesi günleri teyzeme giderdik. Oda pazardan hamsi alır koca bi tepsi buğlama yapardı. Hala tadı damağımdadır. Her hamsi aldığımda buğlama yapalım derim evde kimse benimle aynı fikirde olmazlar. Bu yüzden hep kızartmasını yapıyorum. Ama o kadar çok özledim ki dayanamayacağım deyip giriştim işe.


1 kilo hamsinin kılçıkları temizlenir ve yıkanır. Tepsinin altına sırayla halka doğranmış patatesle kaplanır üzerine hamsiler , halka soğan, maydanoz, limon ve domates dizilir. Tuz ve sıvıyağ eklenip fırında pişirilir.

27 Kasım 2011 Pazar

SÜTLÜ MERCİMEK ÇORBASI

Kışın gelince sofralarımızdan eksik olmayan çorbaları kaynatmaya başladık. Çocuklu evlerde hiç eksik olmaz. Ben çorbayı çok severim özellikle mercimeğin yeri başkadır. Genelde sebzeli pişiririm ama arada değişiklik istiyor insan. Dergileri karıştırırken buldum tarifi tabi benden kaçmaz hemen denedim. Çok hoşuma gitti.Yiyenler beğendi tavsiye edilir.

  • 1 su bardağı kırmızı mercimek
  • 2 yemek kaşığı pirinç
  • 1 soğan
  • 1 çay bardağı süt
  • 6 su bardağı su
  • tuz
Üzeri için :  Tereyağ, kırmızı pul biber, nane

Mercimek,pirinç,su ,tuz ve iri doğranmış soğanı tencereye alıp pişirin. Mercimekler yumuşayınca ocaktan alıp blenderdan geçirin. Ilıyınca sütü ilave edip 10dk. pişirin. Tereyağını eritip biber ve naneyi ekleyin.  Çorbanın üzerine gezdirip servis edin.

22 Kasım 2011 Salı

KURU FASULYE PASTASI



Bu kadar ara verdikten sonra tatlı bir başlangıç yapmak lazım. Pastayı yapalı baya oldu. En merak ettiğim kuru fasulye pastada nasıl olurdu? Ama yiyenler hiç anlamadı kuru fasulyeyi. İçinde yağ yok, un yok dediğimde ne var içinde peki dediler cevap verince kaldılar. İnanamadılar. Herkesten tam not aldı. Denemek isteyen varsa hiç tereddüt etmesin bence.

  • 2 su bard. kuru fasulye
  • 4 yumurta
  • 3 yemek kaş. pirinç unu
  • 2 paket kabartma tozu
  • 2 paket vanilya
  • 1,5 su bard. şeker
  • 1 su bard. dövülmüş ceviz
  • 1 yemek kaş. tarçın
Üzeri için:
  • Yarım su bard. süt
  • 1 yemek kaş. kakao
  • 80 gr. bitter çikolata
  • 1 yemek kaş. krema
Fasulyeleri bir gece önceden suda bekletin ve ertesi gün haşlayın. Haşlanmış fasulyeleri mutfak robotundan geçirip püre yapın.
Yumurtaları şekerle birlikte köpük oluncaya kadar çırpın.Bütün malzemeyi ekleyip çırpın. Yağlanmış kek kalıbına aktarıp 170 derecede pişirin. Fırından çıkarıp nemli bir bez üzerine alarak sogumasını bekleyin.
Sos tenceresine süt,kakao ve çikolatayı karıştırarak pişirin. Ilıyınca pastanın üzerine sürün.Kremayı pastanın çeşitli yerlerine damlatarak kürdanla şekillendirin. Dilimleyerek servis yapın.

21 Kasım 2011 Pazartesi

BÜTÜN AKSİLİKLER BENİ BULDU

Herkese Merhabalar,

En son Eylülde yazmışım 2 aydır da bişeyler yazamıyorum bloguma. Önce internette sorun oldu modem bozulmuş onu yaptırmak için bekledim bir kaç hafta. Modem düzeldi derken pc ekranı gitti napalım falan derken kardeşime yalvar yakar anca tamir etti.
Bu kadarla kalmadı tamir olayı Doğukan almı eline fotoğraf makinesini onun bunun resmini çekerken çarptı ve bozdu. Makineyide servisine verdim onu da yaptırdım.
Öyle böyle 2 ay olmuş sonra blogu bıraksam mı? diye düşünmeye başladım. İnsan yazmayınca nerden başlayacağını bilemiyor.
Tarifler çok birikti, anlatcak çok şey vardı zamanı geçti. Diğer bloglarda neler oldu ? Hepsini tek tek gezicem ama şimdi gitmeliyim. Sonra görüşmek üzere..

20 Eylül 2011 Salı

EVE DÖNÜŞ

Tilkinin dönüp geldiği yer kürkçü dükkanıdır ya bende gezdim tozdum döndüm bloguma.



Geleli nerdeyse 1 ay oldu anca yazabiliyorum.






Önce yazdan bahsedeyim köye aslında pek umutsuz gittim biraz durur kaçarım diye düşünürken gittikten sonra hiç gelmek istemedim. Çok eğlendim yaz olduğu için herkes köye akın etti. Nerdeyse bütün aile (amcalar,kuzenler, enişteler yengeler...) toplandık. Gezdik,eğlendik,güldük oynadık. Gece geç saatlere kadar akşam sefası yaptık.



Tabi bağ bahçeyle de uğraştık. Kendi ellerimle domates, biber, salatalık v.s. diktim sonrada topladım. Herşeyden çok zevk aldım en güzeli temiz hava ve suyu yetti. Yani güzel bir yaz geçirdim.

Tabi bazı olumsuzluklarda vardı ilk gittiğim hafta dikkatsizliğimden aldığım taşın altından akrep çıkıp parmağımı sokması oldu. Pek büyütülcek bir olay değil ertesi güne acısı geçti. Bir de ne böceği olduğunu anlayamadığım böceğin bacağımdan ıssırması oldu galiba hassasım ayaklarım şişti yürümekte zorlandım. Bir kaç kez ıssırdıktan sonra peşimi bıraktı bende rahat bir nefes aldım.

Ağustos sonu İstanbul'a döndüm ve evde temizliğe başladım sonra Ramazan bayramı geçti. Bu sefer de Doğukan'ın okul teleşı başladı. Anaokuluna yazdırdım, sabahçı oldu halinden memnun. Geçen hafta okula alıması için 1 saat kalıyorlardı. Bu hafta sabahtan okula bırakıyorum öğlen alıyorum. İlk korkmuştum gitmek istemicek ağlıcak diye ama yüzümü kara çıkarttı hiç sesi çıkmıyor.


Görüşmek üzere bakim siz neler yaptınız?

14 Haziran 2011 Salı

VEDA

Yaz geldi blog dünyasında da yaprak dökümü başladı.
Zaten bu aralar fazla ilgilenemedim. Çok yoğun geçti son bir kaç hafta. Annem taşındı ona yardım ettim yerleşti yeni evine.
Yarın ise Malatya' ya gidiyorum. En son 8-9 yaşlarımda gitmiştim. Hayal meyal hatırlıyorum köyü. Bakalım köyde hayat nasıl olcak?
Ne kadar kalacağım ise belli değil. En fazla 2 ay kalabilirim ama belli de olmaz erken de olabilir.
Gelince görüşürüz artık.

27 Mayıs 2011 Cuma

BAKLA - SEMİZOTU


Bakladan eskiden nefret ederdim. Hiç kimse yediremezdi bana. Ta ki hamile olduğumda annemin kızıp çocuk vitamin alsın biraz demesiyle yedim. Ne kadar salakmışım diye düşündüm. Şimdi vaktinde mutlaka pişiriyorum ve üzerine sarmısaklı yoğurtla nefis. Dereotunu unutmamak lazım. Pişerkende konur ama bence yoğurtla karıştırınca daha hoş oluyor.

Zeytinyağlı Bakla :
1 kilo bakla ayıkanıp yıkanır. Bir kaba alınır üzerine 1 yemek kaşığı un, 1 limon sıkılır biraz tuz ve üzerini geçene kadar su eklenip bekletilir. (baklanın acısını almak için)
1 kuru soğan doğranıp kavrulur. Biraz salça ve baklalar eklenip karıştırılır. Üzerini geçecek kadar su eklenir, tuz ve şeker serpilir pişirilir. Soğuduktan sonra üzerine sarımsaklı yoğurt dökülür.



Semizotu bizim evde favori sebzedir ve sevmeyen yoktur. Özellikle eşim cacığına hastadır. Yazın evimizden hiç eksik olmaz. Hergün pişirsem itiraz etmez.

Kıymalı Semizotu :
1 demet semizotu ayılanıp yıkanır ve doğranır. 100 gr. kıyma tencerede kavrulur sıvıyağ ve 1 doğranmış soğan eklenip kavrulmaya devam edilir. 2-3 adet domates doğranıp kıymaya ilave edilir ve biraz salça eklenip karıştırılır. Semizotu ve az su eklnip tuz serpilip pişirilir.

26 Mayıs 2011 Perşembe

MUZLU CHEESECAKE

Nihayet girebildim bloguma. Bir kaç gündür sürekli error veriyordu. Bu aralar zaten koptum sanal dünyadan. Havalarda sıcak olunca atıyoruz kendimizi dışarıya. Dün çocukları alıp parka gittik. Koştular oynadılar biraz piştik ama olsun özledik bu yaz havasını.


Geçenlerde dergileri karıştırırken bu cheesecake tarifini buldum. Ne zamandır yapmak istiyordum ama cesaret edemiyordum nedense. Sonunda yaptım güzel oldu. Herkese tatdırıp sordum nasıl diye ve tam not adım. Artık başka cheesecake tarifleri de deneyebilirim.




Tabanı için:


  • 1 paket yulaflı bisküvi

  • Yarım paket sade pötibör

  • 50 gr. eritilmiş tereyağ

Peynirli karışım için:



  • 2 kutu labne (500 gr.)

  • 1 çay bard. krema

  • 4 yumurta

  • 1 limon suyu

  • 1,5 su bard. şeker

  • 1 muz

  • 3 yemek kaş. un

  • 1 paket vanilya

  • Üzerine: pudra şekeri

Tabanı için, Bisküvileri un haline getirip tereyağ ile karıştırın. Kek kalıbının tabanına ve kenarlarına elinizle bastırarak sıkı şekilde yayın. Buzlukta 20 dak. bekletin.


Muz ile limon suyunu ezip püre haline getirin. Yumurta sarılarını ve aklarını ayırın.


Yumurta sarılarını mikserle iyice çırpın. Şeker, labneleri, krema ve muz püresini ekleyin. Pürüzsüz olana kadar çırpın.


Yumurta akların ayrı bir kapta mikserle çırpın. Un ve vaniya ekleyip 1-2 dak. daha çırpın. İki yumurtalı karışımı birleştirip bir kaç dak. çırpın.


Hazırladığınız peynirli karışım bisküvilerin üzerine döküp 170 dereceli fırında pişirin.Fırından alıp ılınmaya bırakın. Buzdolabında en az 1-2 saat bekletin. Üzerine pudra şekeri serpip servis yapın.

11 Mayıs 2011 Çarşamba

ALABALIK SOTE

Merhaba,
Bugün İstanbul güneşli güzel bir hava var bir de rüzgar olmasa iyi olur. Doğukan la evdeyiz yine zor ikna edip pc başına oturdum.
Geçen gün (aylarda desem daha doğru olur) pazara gittiğimde alabalık almıştım. Daha önce hiç almamıştım genelde hamsi, çinekop, çipura,levrek.. Bir de balığı hep kızartırız bende arada değişiklik yapmayı seviyorum.
Alabalık alınca dergilerden araştırdım. Bir tarif buldum kendimce değiştirdim ve pişirdim. Hoşumuza gitti severek yedik. Balık kokusuda hiç gelmiyor hatta annem tavuğa bile benzetti.



  • 2 adet alabalık

  • 1 avuç arpacık soğan

  • 2 diş sarımsak

  • 2 adet biber

  • 3 adet domates

  • 2 yemek kaşığı tereyağ

  • Tuz- karabiber - kaşar peyniri

Balıkların derisi ve kılçığı temizlenip iri doğranır. Tavaya tereyağı alınıp eritilir. Arpacık soğan ve doğranmış sarımsaklar kavrulur. Doğranmış biber eklenir sotelenir. Balıklar eklenip sotelenmeye devam edilir. Domatesler, tuz ve karabiber eklenip 5 dak. pişirilir.Pişen balıklar borcama alınır üzerine kaşar peyniri rendesi serpilir. Fırında 10 dk. pişirilip servis yapılır.

10 Mayıs 2011 Salı

HAFTA SONUNDAN

Biraz geç kaldım bu postu yazmaya ama yazmasam çatlarım. Bu hafta sonun dolu dolu ve çok eğlenceli geçti. Uzun zamadan beri görmediğim özlediğim insanları gördüm. Öyle güzel zaman geçirdim ki hiç akşam olmasın istedim.






Cumartesi günü kuzenim Serpil' e gittik. Küçük böcüğün doğum günü vardı. Mükemmel bir masa hazırlamıştı. Hepsini pasta dahil kendi yapmış ve harikalar yaratmış.


Bol bol güldük, sohbet ettik arada çocukların kavgaları oldu ama oda tuzu biberi. Bu arada bütün çocuklar erkek sadece 2 tane kız vardı. Hepimiz küçük olduğu için İrem'i seve seve bitirdik.






Akşam eve dönerken belediyenin açmış olduğu bir pazar vardı oraya uğradık. Hemen hemen her şehirin pazarları. Elbise, takı, meşhur yiyecekler, giyim v.s. Bir de konser vardı. Festival gibiydi. Küçük oda oda ev gibi yapmışlar. Üzerine şehirin adını yazmışlar.





Pazar günü ise kuzenimdeydik. Arkadaşlar toplandık yedik, içtik ,güldük ,eğlendik. Kuzenimde güzel bir masa hazırlamıştı. Kesin hafta sonu 2 kilo almışımdır.


Bir de Anneler günüydü, Bütün annelerin anneler günü kutlu olsun.

24 Nisan 2011 Pazar

TAVUKLU NOHUTLU TARHANA ÇORBASI

Herkese iyi pazarlar,
Bugün kendimi dışarı atıp gezesim var ama yapamıyorum. Eşim bugün yine çalışıyor ve babam memlekete gidecek eş dost akraba gelir göndermeye. Doğukan da nane molla biraz öksürük biraz burun akıntısı var. Yani bugün de evdeyim.

Bizim tarhanalar marketlerde satılan toz tarhanalardan değil. Yarmadan yapılıyor ben yapılışını görmedim yazın köye gidince görürüm artık. Annemin anlatığına göre yarma kaynatılıyor 1 gece bekletiliyor sonra mayalı hamur ve yogurtla yogurulup 1 gece daha bekletiyor. Ertesi gün avuçta sıkılarak beze diziliyor ve güneşte kurutuluyor. Kuruyunca tahta gibi oluyor. Aşağıdaki resimdeki gibi.
Tarhana çorbası çok kolay aslında 8-9 tane tarhanayı suda yumuşayıncaya kadar bekletip kaynatıyorsunuz ve üzerine kekikli eritilmiş tere yağı gezdiriyorsunuz.
Ben bu kez farklı olsun dedim ve nohutlu tavuklu yaptım. Hepimizin çok hoşuna gitti. Bir dahakine köfteli yapmayı düşünüyorum bakalım o nasıl olacak?




  • 8 adet tarhana

  • 1 tavuk budu

  • 1 su bard. nohut (haşlanmış)

  • 1 su bard. yogurt

  • 1 yumurta sarısı

  • 1,5 yemek kaş. un

  • Tereyağı, kekik, tuz

Tarhanaların üzerini geçecek kadar su eklenip bekletilir. Tavuk haşlanır. Kemik ve derisi temizlenip doğranır.


Suda yumuşayan tarhanaların üzerine tavuk suyu eklenip 10-15 dak. kaynatılır. Tavuk ve nohut çorbaya eklenip kaynamaya devam edilir. Un, yogurt ve yumurta çırpılır çorbaya eklenir. 5-10 dk. kaynatıldıktan sonra üzerine eritilmiş tereyağ ile kekik gezdirilir.

23 Nisan 2011 Cumartesi

23 NİSAN



Hep 23 Nisan denince aklıma bu şarkı gelir



23 Nisan kutlu olsun

Sevinin çocuklar

Övünün büyükler

23 Nisan mutlu olsun



İlkokulda okul bahçesinde kutladığımız bayramlar geliyor aklıma da hep yağmur yağardı. Şöyle günlük güneşlik olduğu pek nadir. Okulun bahçesinde kutlardık sonraları stadlarda kutlanmaya başlanmıştı.
Aslında Doğukan'ı alıp kutlamaları seyretmek istiyorum. Her yıl niyetleniyorum ama olmuyor bir türlü. Artık bu yılda olmazsa seneye okula başlayınca öğrenir.

Bütün herkesin 23 Nisan Ulusal Eğemenlik ve Çocuk bayramı kutlu olsun.

14 Nisan 2011 Perşembe

TARÇINLI CEVİZLİ HAVUÇLU KEK

Merhabalar, Bu keki yapalı çok olmuştur. En sevdiğim kek. Keşke şimdi olsaydı. Böyle yağmurlu bir günde 1 fincan çayla ne iyi olurdu. Eskiden tarçını pek sevmezdim. Şimdi ise bayılıyorum özellikle kek ve kurabiyeye çok yakıştırıyorum. Malum diyetteyim ya canım tatlı istediğinde 1 fincan süte 1 kesme şeker ve tarçın atıp içiyorum.
Herkes klasik kek tarifini biliyordur. O yüzden kek tarifini yazmıyorum. Klasik kek hamuruna rendelenmiş havuç, 1 kase ceviz ve tarçın ekliyorum.

4 Nisan 2011 Pazartesi

PIRASA MEZESİ VE AYVA TATLISI


Merhabalar,

Sıkıldım bloguma verdiğim aralardan. Her zaman bir daha böyle ara vermicem diyorum ama olmuyor. Kaç kere yazmışımdır kimbilir. Ama gerçekten fazla ara verince adaptasyon sorunu oluyor. Her zaman takip ettiğim bloglarda neler oluyor kaçırıyorum. Ama bahanem hazır şimdi diyetteyim ya.

Sanki pc yi açmak zor iş tarif için sıkıntı yaşamıyorum ama bilgisayarı paylaşamıyoruz Doğukanla. tv de izlediği çizgi filmler yetmezmiş gibi ne zaman pcyi açsak başıma dikiliyo.

(Şu anda da yanımda kedi gibi sırnaşmış vaziyette hadi diyo)




Evet pırasa mezesini yapalı bir kaç ay oldu. Yapımı basit pırasaları ince doğrayıp az sıvıyağda kavuruyosunuz. Soğuyunca sarmısaklı yoğurtla karıştırıp servis yapıyoruz.



Ayva tatlısını daha öncede yapmıştım. İlk yaptığımı babam çok beğenmişti. Daha sonraki yaptıklarımı bir türlü beğendiremedim. Bu kez farklı bir yöntem denedim.

Ayvaları soyup enine iki böldüm. Çekirdek yataklarını çıkarttım tencereye dizdim. Her ayvanın üzerine 3 yemek kaşığı şeker serpip 1 gece beklettim. Ayvalardan mıdır pek sulanmadı 2-3 bardak su ilave edip kaynattım. Bir de gıda boyası ekledim. Aslında çekirdeklerini ilave edince renk veriyor ama ayvalarda çekirdek yoktu.

Soğuyunca kaymak tadında krem şantiyle servis ettim.

26 Mart 2011 Cumartesi

HAMSİKÖY SÜTLACI

Aslında sütlü tatlıları çok severim ama sütlaçla aram pek iyi değildi ta ki bunu yiyene kadar. Tarif Oktay usta'dan programında yapmıştı. Ben yapmasam olur mu? iyi ki yapmışım favorim oldu. Her yaptığım yemeğe kulp takan kardeşim sütlacı yediğinde çok beğendi.

Bu arada yaz için diyete girdim. Zaten doğumdan sonra kilolar kalmıştı bide bu kış evde oturmak ve tabiki hafta sonu günler olunca kilolarım katlandı. Önceden karar verirdim ama iş uygulamaya gelince vazgeçerdim. Şimdi daha kararlıyım inşallah istediğim kiloya ulaşırım.

  • 1,5 lt süt
  • 2 yemek kaş. kaymak
  • 1,5 su bard. şeker
  • 3 yemek kaş. haşlanmış pirinç
  • 4 yemek kaşığı mısır nişastası
  • 2 yumurta sarısı
  • 1 paket vanilya
  • 1 su bard. kavrulmuş fındık

Süt, şeker ve kaymak karıştırılıp pişirilir. Kaynamaya yakın pirinç eklenir ve sürekli karıştırarak kaynatılır. Mısır nişastası, yumurta sarısı ve su çırpılır. 5-10 dak. kaynayan süte nişastalı karışım ve vanilya eklenir. Birkaç dakika kaynadıktan sonra güveç kaplarına paylaştırılır ve fırın tepsisine yerleştirilir. Kaselerin yarısına gelecek şekilde tepsiyesu ilave edilip 250 derceli fırında üzeri kızarıncaya kadar pişirilir. Fırndan çıkan sütlaçların üzerine kavrulmuş fındık serpilir. Soğuyunca servis edilir.

20 Mart 2011 Pazar

KURU DOMATESLER

Kışın en çok yediğim bu kuru domatesler oldu. Malum kış olunca domateslerde pek tat olmuyor. Yazın annem köye gittiğinde bol bol domates kurutmasını istemiştim. Oda kurutmuş getirdi. Çorbaya pilava katarak yedik ama favorimiz zeytinyağında beklettiğimiz kuru domatesler oldu.

Yapımı basit istediğiniz kadar kuru domatesi sıcak suda birkaç kez yıkayın ve kaynar suda yumuşayıncaya kadar bekletin. Suyunu süzüp kavanoza doldurun, arasına kekik serpin üzerini geçecek kadar sızma zeytinyağı doldurun. Ben bir kaç kavanoza birkaç diş sarımsak da ekledim.
Oda sıcaklığında 1-2 hafta bekletip ve afiyetle yiyin.
İsteseniz başka baharatlar yada taze kekik ve biberiye de ekleyebilirsiniz.

Kesinlikle tavsiye ederim mükemmel oluyor. Yiyen herkesinde çok hoşuna gidiyo şu ana kadar beğenmeyen olmadı.

17 Mart 2011 Perşembe

ROBOT PASTA

Bu pastayı Doğukan'ın doğum gününde yapmıştım. Blogumda yayınlamakta geç kaldım ama napalım. (resmin üzerindeki tarih yanlış) Aslında bu pasta pek içime sinmedi istediğim gibi olmadı. Yine de Doğukan çok sevdi. Bana da eğlence oldu. Pandispanyası sade içinde pasta kreması ve çilek var. Üzeri krem şanti ile kaplandı. Tadı beğenildi ama şekli daha iyi olabilirdi.


Salatalarımız,
Makarna salatası
Tavuk salatası
Yumurtalı patates salatası

Kurabiyeler
Tahinli kurabiye
Dereotlu poğaça ve gül poğaça

7 Mart 2011 Pazartesi

SONUNDA

Öncelikle herkese merhabalar,
İstemeden bloguma çok ara vermişim nerdeyse 3 ay olmuş. Mesaj gönderip soranlara çok teşekkür ederim. Kötü hiçbir şey yok. Evde oğlumla güzel güzel vakit geçiriyoruz, geziyoruz. Bloguma bu kadar ara vermek istemezdim önce ben tembellik yaptım sonra internette sorun oldu düzeldi falan derken modemde arıza varmış onu farkettik değiştirdik. Oley bloguma kavuştum derken kuzenim Gülcan kötü haberi verdi Blogspotlarda yasak var.
Kardeşim imdadıma yetişti ve dns ayarlarını değiştirdi ve bloguma kavuştum.
Anlatacak çok şey var, yavaş yavaş yazarım. Ben yokken sizde neler oldu? bakalım. Ziyaretinize geliyorum.
Görüşürüz.