29 Ocak 2010 Cuma

ÇİKOLATALI CUPCAKE

10 günlük bir aradan sonra herkese merhabalar.
Bu süre içinde aslında tatil yaptım demek isterdim ama malesef yine monoton hayatım devam etti. Bir de üzerine kar yağdı İstanbul'a . Aslında karı severim ama evde oturduğum zaman yağsa iyi olur. Çalışınca yollarda gidip gelmek zor oluyor.
Çocuklar için iyi oldu bol bol eğlendiler. Doğukan da bir heves çıktı ama sadece kayan çocuklara baktı durdu. Pek yanaşmadı kaymaya.
Geçen haftalarda yaptığım cupcakeler. Tatlı krizine bire bir. Üstelik yumuşacık oldular.


  • 1 yumurta
  • 1 su bardağı un
  • 1 su bardağı şeker
  • 1 paket kakao
  • 1 paket vanilya
  • 1 paket kabartma tozu
  • 60 gr. margarin (oda sıcaklığında)
  • 1 çay bardağı süt

Üzeri için:

  • 150 gr. kakaolu fındık kreması

Şeker, margarin ve vanilyayı çırpın. Diğer malzemeleri ekleyip çırpmaya devam edin. Muffin kalıplarına yağlı kağıt yerleştirip kek harcını paylaştırın. 180 dereceli fırında 20-25 dk. pişirin. Pişen keklerin üzerine soğuyunca kakaolu fındık kreması sürün.

20 Ocak 2010 Çarşamba

İÇİMİ DÖKTÜM VE MİM

Merhabalar,
Bu aralar canım sıkkın mutfağa girmeyi hiç istemiyorum. Kilolar aldı başını gidiyor bunun için mutfakta pek bişeyler yapmak istemiyorum. Doğukan da ayrı bir dert bazen ne yapıcağımı şaşırıyorum.
Geçen hafta "ben kardeş istiyorum" diye söylendi. Bende "napıcaksın kardeşi?" diyorum "birlikte oynarız" diyo. Arkadaşlarını, kuzenlerini sayıyorum onlarda senin kardeşin diyorum. Hayır ben senin karnından gerçek kardeş istiyorum diyor. Evde kimse bu konu hakkında konuşmuyor nerden çıkardı anlamadım?
Dün de beni nerdeyse çıldırttı. Herşeyi dağıtıyo topla diyence sen topla diyo. Kızmadan anlatmaya çalışıyorum. Alakasız bir konu anlatıyor. Ben diretince ağlamaya başlıyor. Hiç bir işini kendi görmek istemiyor.Hep senin yapmanı istiyor. Ananesi baktığı için kıyamıyo galiba yada üstünde durmuyo. Ben söylenince de "çocuk o acelen ne? yapar " diyolar. Bende ne yapacağımı şaşırdım aceleci mi? davranıyorum. Sözde çocuk gelişimi okudum, anaokulunda öğretmenlik yaptım ama kendi çocuğuna karşı ne yapıcağını bilmiyosun....

İçimi döktüm biraz daha rahatladım. Sıra mimizde sevgili Tülin abla mimlemiş. Teşekkür ediyorum ve cevaplamaya başlıyorum.
1 - Blogunuzu ilk ne zaman açtınız?
Ocak 2009
2 - Blogunuzda işlediğiniz konular nelerdir?
Aslında blogu açarken günlük gibi olsun diye düşünmüştüm. Ama genelde yemek tarifleri oldu.
3 - Blogunuzla ilgili düşünceleriniz nelerdir?
Çok vakit ayıramasamda fena değil gibi.
4 - Bogunuza ilk yazdığınız yazı/konu nedir?
İlk yazdığım Merhaba yazısıydı. Yazacak bir şey bulamamıştım
5 - Sizi izlemeye alan ilk kişi kimdir?
Kuzenim Gülcan (Egemenli hayat)
6 - İlk yorum yazan kimdir?
Gülhan
7 - En çok yorum alan yazınız hangisidir?
Galiba hindistancevizli bomba kek.
8 - Beğenildiğini düşündüğünüz yazınız?
Bilmem.Bana göre hepsi aynı.
9 - Tarafınızca düzenlenen etkinlik?
Henüz yok.
10 - Katıldığınız etkinlikler?
İftar bereketi etkinlikleri ve çekiliş kampanyaları
11 - Katıldığınız yarışmalar?
Soft Bowl kek kalıbı yarışması
12 - 100 ve katları üyeleriniz varmı?
Şu an 134 izleyicim var.
13 - Toplam yazı adediniz?
150 oldu herhalde.
14 - Hergün ziyaret ettiğiniz blog yada siteler nelerdir?
İzlediğim blogları hemen hemen hergün ziyaret ederim.






Bende bu mimi Elma çekirdeği, kalpkurabiye ve Ayten'i mimliyorum. Kolay gelsin kızlar.

18 Ocak 2010 Pazartesi

DOSTLUK BİLDİRİMİ


Dostluk bildirimini bana gönderen Birgül abla, Hanife abla, Serpil ve Ayten' e geçte olsa çok teşekkür ederim. Ben bu bildirimi bloguma uğrayan, yorum bırakan herkese gönderiyorum.

Dostluğu en güzel şekilde anlatan Birgül abla'nın blogunda okududuğum Hz. Mevlana'nın dizeleri bence.

Dost dediğin,
Bütün dünya seni üzdüğünde sana moral vermeli
Güzel haberler aldığında seninle dans etmeli
Ve ağladığında seninle ağlamalı
Ama hepsinden daha çok
Dost matematiksel olmalı
Sevinci çarpmalı
Üzüntüyü bölmeli
Geçmişi çıkarmalı
Yarını toplamalı
Kalbinin derinliklerindeki ihtiyacı hesaplamalı
Ve herzaman bütün parçalardan daha büyük olmalı
İşi bitince seni bir tarafa atmamalı.

14 Ocak 2010 Perşembe

KAMPANYALAR

Merhabalar,

Şimdi size bloglarda yapılan kampanyalardan bahsetmek istiyorum. Ben ilk kez katılıyorum. Sizde katılın hadi hepimize bol şanslar.

Sevgili Aysel' den 2 adet kampanya var.




1. Nivea Visage DNAge Gündüz bakım kremi.

Detaylı bilgi için buraya bakın.








2. Nevresim dünyası'ndan 2li havlu seti. Hemde kırmızı beyaz kalp taşlı.

Kampanya hakkında detaylı bilgi için buraya.


3. Kampanyamız sevgili Makbule'nin saltysardine 'den 3 adet fikos ve 2 adet sıvı deterjan.

Kampanya şartları için buraya.

12 Ocak 2010 Salı

HİNDİSTANCEVİZLİ BOMBA KEK


Geçen gün dergileri karıştırırken gördüm bu keki. Adı kek ama görünümü pasta gibi. Hemen kolları sıvayıp mutfağa girdim ve bu keki yaptım. Çok da lezzetli oldu. Herkes hazır alınmış zannetti.

Ben bu keki Sevil ve Birsen' in hazırlamış olduğu Soft Bowl Kek Etkinliğine yolluyorum. Arkadaşlara kolay gelsin diyorum.


Kek için:

  • 4 adet yumurta
  • 4 kahvefincanı şeker
  • 4 kahve fincanı un
  • 2 yemek kaşığı kakao
  • 2 adet muz

Kreması için:

  • 1 lt. süt
  • 7 yemek kaşığı şeker
  • 6 yemek kaşığı mısır nişastası
  • 3 yemek kaşığı un
  • 6 yemek kaşığı hindistancevizi
  • 125 gr eritilmiş margarin

Kek için yumurta ve şeker çırpılır. Un ilave edilip çırpılmaya devam edilir. Yağlı kağıt serilmiş tepsinin bir kenarına kek karışımının yarısı dökülür. Kalan kek karışımına kakao eklenip çırpılır ve tepsinin diğer kenarına konur. 170 dereceli fırında pişirilir. Kek sıcakken bir kenarına muzlar konup rulo yapılır. Soğumaya bırakılır.

Krema için şeker, mısır nişastası,un ve süt bir tencerede koyulaşana kadar sürekli karıştırılarak pişirilir. Ocaktan aldıktan sonra hindistan cevizi ve margarin eklenip mikserle çırpılır.

Rulo keki bir parmak genişlikte dilimler kesilir. Cam bir kaseye hiç boşluk kalmıcak şekilde yerleştirilir. İçine ılık kremayı döküp, bir gece buzdolabında bekletilir. Ertesi gün servis tabağına ters çevirip dilimleyerek servis yapılır.

11 Ocak 2010 Pazartesi

YAHŞİ BATI


Bu hafta sonu sinemaya gitmeye karar verdik. Doğukan olduğu için gündüz sinemaya gitmek istemiyorum genelde akşaları gitmeyi tercih ediyorum. Hem sinemalar daha sakin oluyor hem de gündüz Doğukanla vakit geçirebiliyoruz.

Cem Yılmaz'ın önceki filmlerinin fragmanlarını seyrettiğimde sinamada seyretmeyi hiç istememiştim. Filmleri tvde gösterdiklerinde GORA'yı hiç seyretmedim bana itici gelmişti. AROG biraz daha iyiydi. Ama YAHŞİ BATI'yı nedense çok merak ettim. Yoğun ısrarlarım üzerine eşim, kardeşim ve kuzenimle birlikte dün akşam sinemaya gittik.

Gerçekten film çok güzeldi. Özellikle filmin dekoru, kıyafetleri mükemmeldi hiç bir ayrıntıyı unutmamışlardı. Tam Amerikan filmleri gibiydi. Filmde oynayanlar çok iyiydi ama en çok Demet Evgar'ı beğendim. Güzel espriler vardı baya güldüm. Klasik Cem Yılmaz filmi biraz küfürlü. Zaten 13 yaş üstü sınırlaması getirilmiş.
Bence merak ediyorsanız filmi hiç kaçırmayın gidip seyredin derim.

FİLMİN KONUSU:
1800'lü yılların sonunda Osmanlı padişahı tarafından Amerikan Başkanına hediye elması göndermek için Aziz Bey (Cem Yılmaz) ve Lemi Bey (Ozan Güven) görevlendirilir. Amerika'ya varınca gidecekleri yere ulaşmak için posta arabasına binerler ve haydutlar tarafından soyulurlar. Elması ve bütün paraları gitmiştir.
İki Osmanlı kaptırdıkları paraları toplamak için ve elması bulmak için çalışmaya başlarlar. Bir çok iş yaptıktan ve başarısız olduktan sonra ödül avcılığı yapmaya başlarlar. Bu arada kolayı bulurlar.
Gördükleri Wanted ilanlarını kendilerine uyarlayıp, sırasıyla aranan haydutların yerine geçerler. Biri haydut olur diğeri onu yakalar para kazanmaya başlarlar. Ama her defasında başlarına binbir olay gelir.
Bir gün kadın silahşör (Demet Evgar) ile karşılaşırlar. Tam canlarından olacakken komiklikleriyle aslında ödül avcısı değil iki Osmanlı olduklarını anlatmaya çalışırlar. Aziz bey ve Lemi Bey kadının yardımıyla elmasın peşine düşerler.

6 Ocak 2010 Çarşamba

HINGAL

Herkese Merhabalar,
Yeni yıla yeni umutlarla girdik ama sorunlar sanki beni buluyo. Önce evdeki bilgisiyarımızda sorun oldu düzeldi derken, işyerimdeki bilgisayarımda arıza oldu. Neyseki şimdi sorunlarım bitti. Daha büyük bir problemle karşılaşmam inşallah.

İki bilgisayardaki sorun yüzünden kimseyi ziyaret edemedim. Evde zaten bilgisayarın başına oturmaya fırsat yok. Çalıştığım için eve gidince ev ile ilgileniyorum ve tabiki Doğukan hiç yanımdan ayrılmıyor. Sürekli kendisiyle oynamamı istiyor.

Bu arada blogumu açalı tam 1 sene oldu. Ne çabuk geçti zaman daha sanki dün gibi. Hiç pişman değilim blogum olmasından. Önceleri çok tereddüt ettim nasıl olur, nasıl yaparım diye. Ama şimdi iyi i açmışım diyorum.

Bu kadar gevezelik yeter, yemeğimize geçelim. Geçen hafta sonu yaptığım Hıngal.

Daha önce annemle bir alışveriş merkezinde yemiştik. Onun içi patatesliydi çok daha lezzetliydi. Ben kıymalı yapmayı tercih ettim. Ama bir gün patateslini de deneyeceğim.

Hamuru için un,tuz ve su karıştırılarak yoğurulur. Biraz sert bir hamur hazırlanır. Oklava yardımıyla açılıp, su bardağıyla yuvarlak kesilir. İçi için kıyma, rendelenmiş soğan ve baharatı karıştırıp, 1 tatlı kaşığı kadar hamurun içine koyup kapatılır. Kaynayan suyada haşlanır. Üzerine eritilmiş tereyağı ve pul biber gezdirilir. İsterseniz sarmısaklı yoğurtla servis yapabilirsiniz.


3 Ocak 2010 Pazar

SÜNGER BOB PASTAMIZ


Öncelikle yorum bırakıp yeni yılı kutlayanlara teşekkür ederim. Vakit buldukça ziyaret edicem herkesi. Yeni yılın ilk günleri benim için çok monoton geçiyor. Perşembe gününden beri evdeyim yarın işe başı yapıcam.

Evdeki bilgisayarımız yapıldı hemen Doğukan'ın doğum günü resimlerini ekliyorum.

Sünger Bob pastasını Doğukan istemişti. Ben bu pasta konusunda çok acemiyim ve meraklıyım ama oğlum istediği için deneye karar verdim. Önce internetten araştırdım genellikle şeker hamuruyla yapılan pastalar vardı. Şeker hamuru daha önce hiç kullanmadığım için kremayla yapmayı tercih ettim. İnternetten sünger bob resmi bulup yazdırdım. Ona bakarak yaptım.

Tadı gerçekten güzel oldu, yiyenler çok beğendi. Bende yaparken çok eğlendim. Tabi Doğukan'ın mutluluğunu anlatamam, gözlerinin içi gülüyordu. Pastayı görünce ilk kelimesi "anne bacakları yok" oldu. Şimdi pastadan konuşunca pedrik ve yengeç resturan pastası istiyor.



Doğum günü menümüz;

Sünger Bob pastasının tarifi:

Pandispanya için:
  • 7 adet yumurta
  • 2 su bardağı şeker
  • 2 su bardağı un
  • 1 paket vanilya
  • 2 paket kabartma tozu
  • 100 gr. eritilmiş margarin
  • 1 paket dr.oetker dark kakao

Islatmak için:

  • 1/2 su bardağı şekerli süt

Ara katları için:

  • 1 paket kakaolu pasta kreması
  • 2,5 su bardağı süt
  • 1 paket kaymak tadında krem şanti
  • 1 küçük kase doğranmış vişne
  • 1 çay bardağı damla çikolata

Üst kreması için:

  • 2 paket krem şanti
  • 2 su bardağı süt
  • 2 paket krema sertleştiricisi
  • Gıda boyası (sarı,mavi,kırmızı)
  • kakao
  • 1/2 paket bitter çikolata
  • 1 yemek kaşığı margarin
Pandispanya için; şeker ve yumurta krema kıvamına gelene kadar çırpılır. Diğer malzemeler eklenip tahta kaşıkla karıştırılır. Yağlı kağıt serilmiş dikdörtgen tepsiye kek karışımı boşaltılıp fırında pişirilir. Pişen pandispanya fırından çıkarılır tel ızgara üstünde soğumaya bırakılır. Bıçakla veya ip ile enine üç parçaya bölünür.
İlk pandispanya tepsiye alınır ve şekerli süt ile ıslatılır. Pasta kreması 1,5 su bardağı süt ile çırpılır.Pandispanyaya sürülür, üzerine vişne ve damla çikolata serpilir. İkinci pandispanya kapatılıp şekerli süt ile ıslatılır. Kaymak tadında krem şanti ve 1 bardak süt çırpılır. İkinci pandispanya üzerine sürülür. Üçüncü pandispanya üzerine konup şekerli süt ile ıslatılır. (ben bu şekilde 1 gece buzdolabında beklettim)
Üst kreması için; krem şanti ve süt çırpılır. Koyulaşınca krema sertleştiricisi eklenip 1-2 dak. çırpılır. Hazılanan kremadan 4 küçük kaseye 2 kaşık kadar ayrılır, kalana sarı gıda boyası eklenir. Küçük kaselerdeki kremalara 1.gravat ve yanakları için kırmızı boya, 2.gözleri için mavi boya,3.şortu için kakao ile karıştırılır.Diğer kasede gömleği için ayrılır. Pandispanyanın üzeri kaplanıp şekil verilir. En son bitter çikolata ile margarin eritilir.Kemeri, ağzı, gömleği yapılır.