26 Ekim 2010 Salı

SUSAMLI KURABİYE (KANDİL SİMİDİ)

Mükemmel bir kurabiye, yiyenlerin bir daha yemek istediği ağızda hemen dağılan enfes kurabiyeler. Amma övdüm napim gerçekten öyle kesinlikle hiç tereddüt etmeyin ve mutlaka deneyin pişman olmazsınız.

  • 1 paket oda sıcaklığında margarin
  • 1 çay bard. sıvıyağ
  • 2 adet yumurta sarısı
  • 2 yemek kaşığı sirke
  • 1 tatlı kaşığı tuz
  • 2 tatlı kaşığı şeker
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 tatlı kaşığı mahlep
  • Aldığı kadar un

Üzerine;

  • Yumurta akı ve susam

Bütün malzemeler karıştırılıp yoğurulur. Ele yapışmayacak yumuşak kıvamda hamur hazırlanır. Şekil verilip yumurta akına sonra susama batırılıp yağlı kağıt serili fırın tepsisine dizilir. 200 dereceli fırında pişirilir.


Ben hamura simit, çatal ve uzun kurabiye gibi şekiller verdim.

25 Ekim 2010 Pazartesi

NİHAYET GELDİM

Neredeyse 1 haftadır bloguma hatta google sitelerine giremiyorum ve kimseye de yorum yazamıyorum. Az kaldı çatlıcaktım valla. Doğukan oyun oynarken pc' yi karıştırmış ve nihayet halleddim bu sorunu ve bloguma kavuştum.

Bir kaç haftadır Doğukan'ın dişi sallanmaya başladı. Artık iyice sallanıyodu çekelim dedim ama kimseye elletmedi. Geçen akşam kraker yerken dişi çıktı. Kendi kendine dişini çekmiş oldu.
Doğukanla evde acayip eğlenceli zaman geçiriyoruz. Hava iyi olursa dışarı çıkıyoruz bazen de resim yapıyoruz. Boyama yapmaktan çok çabuk sıkılıyo yeni faaliyetler yapıyoruz.
Elişi kağıtlarıyla bu kediyi yaptık. Bitince duvara astık. Doğukanın çok hoşuna gitti. Devamı gelir artık.

Mutfaktan da uzak durmuyoruz bu ara tarifler birikiyo. Yavaş yavaş yayınlarım artık.
Sevgili Birgül ablam beni unutmamış bu güzel ödülü vermiş. Teşekkür ediyorum kendisine bende herkese gönderiyorum.




Herkese mutlu haftalar.

18 Ekim 2010 Pazartesi

MUHALLEBİLİ KADAYIF

Cumartesi günü günümüz vardı. Bu sefer bişeyler hazırlama sırası bana geldi ve tatlı istediler. Bayramda muhallebi kadayıf yapmıştım ve çok beğenilmişti. Günede yaptım herkesin hoşuna gitti. Denemediyseniz mutlaka yapın.



Menümüzde ise;

Muhallebili tatlı - benden
Hint böreği - annemden
Z. yaprak sarma - Zehra teyzeden
Kıymalı pide - Perihan abladan
Amerikan salatası - Yengemden

  • 250 gr. kadayıf
  • 3 yemek kaşığı tereyağı
  • 3 yemek kaşığı şeker
  • 1 su bar. ceviz içi

Muhallebisi için;

  • 1 lt. süt
  • 1 su bar. şeker
  • 3 yemek kaş. un
  • 3 yemek kaş. nişasta
  • 1 paket vanilya
  • 1 paket krem şanti

Kadayıfları elinizle ufalayın yada doğrayın. Tereyağını eritip kadayıfı ekleyin. Sürekli karıştırarak kavurun. Renk değiştirmeye başlayınca şeker ve cevizi ekleyip karıştırın. Soğumaya bırakın.

Muhallebi için şanti hariç bütün malzemeleri sürekli karıştırarak pişirin. Muhallebi kıvamı alınca ocaktan alıp toz şantiyi ekleyin ve mikserle çırpın. Soğumaya bırakın.

Kadayıfın yarısını borcama serpin ve muhallebinin tamamını boşaltın. Kalan kadayıfı muhallebin üzerine boşaltın. 1 gece buzdolabında bekletin.

16 Ekim 2010 Cumartesi

CEVİZLİ KEK


Bu postu önceden ayarlamıştım ama yayınlanmamış. İşten ayrıldım artık ev hanımıyım. Evdeki pcde sorun vardı şimdi düzeldi. Postun yayınlanmadığını yeni görüyorum ve hemen yayınlıyorum. Kimseyi ziyaret edemedim kaç gündür. Bakalım neler olmuş?

Özledim keki bayadır yapmıyordum. Evde biraz ceviz vardı şöyle bol cevizli olsun biraziri olsun yerken ağıza gelsin dedim. Ama Dogukan hemen yanımda bitti. Ben rondonun düğmesini basim diye tutturdu ve bir bastı cevizler un ufak oldu. Üzerine beyaz çikolata eritip dökelim dedim ama çikolata istediğim gibi erimedi. Evde kremada kalmamış akışkan olsun istedim oda olmadı bıçakla sürdüm. Hayalimdeki görüntü olmadı ama tadı güzeldi.
  • 3 yumurta
  • 1,5 su bardağı şeker
  • Yarım su bar. yogurt
  • Yarım su bar. süt
  • 125 gr. eritilmiş margarin
  • 2,5 su bar. un
  • 1 paket vanilin ve kabartma tozu
  • 1 su bar. ceviz
  • 1 su bar. portakal suyu
  • 1 paket fildişi çikolata

Yumurta ve şekeri çırpın. Süt, margarin ve yoğurdu ekleyip çırpmaya devam edin. Un, kabartma tozu, cevizi ve vanilyayı ekleyip çırpın. Kelepçeli kalıba döküp, 150 derecede pişirin.

Kek piştikten sonra portakal suyunu üzerine gezdirin. Erimiş çikolatayı üzerine sürün. Çikolata parçalarıyla süsleyin.

11 Ekim 2010 Pazartesi

SEBZELİ TAVUK ROSTO

Aniden havaların soğumasıyla bizde de hafif hafif hastalıklar başladı. Öncelik Doğukan'da ve yavaş yavaş bana da geçti. Bu kadar çabuk havaların soğumasına alışamadık doğrusu.

Hafta sonunu dışarda gezeriz diye düşünürken evde kaldık. Evde kalınca napılır mutfaktan çıkılmaz. Oktay usta'da görmüştüm bu yemeği. Çok lezzetli oldu özellikle Doğukan'ın çok hoşuna gitti ve severek yedi.

  • 1 adet tavuk gögsü
  • 1 soğan
  • 1 su bardağı haşlanmış bezelye
  • 1 adet haşlanmış havuç
  • 1 adet kırmızı biber
  • 1 yumurta
  • 1-2 dilim ekmek (kepek ekmek kullandım)
  • Tuz - karabiber

Sosu için:

  • 3 adet domates
  • 2 diş sarımsak
  • Tuz ve kekik

Tavuk gögsünü rondodan geçirip kıyma haline getirin. Soğanı rendeleyebilirsiniz ama ben pratik olsun diye soğan ve ekmeğide rondoya ekleyip çekiyorum.

Tavuk, soğan, ekmek, yumurta, tuz vekarabiberi yoğurun. Bezelye, küp doğranmış havuç ve biberi tavuğa ekleyip tekrar yoğurun. Folyoya sarıp rulo yapın. 200 dereceli firinda pişirin. Folyodan çıkarıp tekrar fırına verin üzeri kızarıncaya kadar pişirin.

Sos için domatesi ve sarımsakları doğrayıp az sıvıyağda pişirin. Tuz ve kekiği ekleyip altını kapatın. Rosto ile birlikte servis yapın.

6 Ekim 2010 Çarşamba

EVDE CİPS YAPTIK


Hafta sonumuz yine evde geçti. Eşim çalıştı bizde Doğukan la evde vakit geçirdik. Bir yandan ev işi yaptık , bir yandan oyunlar oynadık.

Benim cips, kraker v.s. yiyeceklere pek merakım yoktur. Eşim benden beterdir. Diyelim akşam film seyredelim yanında da cips yemek istersin ayda yılda bir. Yediğine pişman eder "o yağlı, tuzlu şeylere nasıl yiyosun, kimbilir nasıl yapıyolardır?" diye söylenir ve cips aldığına pişman olursun. Biz fazla yemeyince Doğukan da pek istemiyor. Bazen markette gidince istiyor ama bir iki parça zor yiyor. Lafı ne çok uzattım ve patates cipsini evde denedik. Hazır satılanlardan hiçbir farkı yoktu. Bir kaç saat sonra bile hala kıtır kıtır duruyordu, gönül rahatlığıyla tükettik. Eşim çok beğendi niye daha fazla yapmadın diye söylendi.




İstediğiniz kadar patates soyulur yıkanır. Rendenin ince doğrama tarafıyla yada patates soyucuyla incecik doğranır.
1 saat suda bekletilir ve bekletme sırasında suyu 1-2 kez değiştirilir.
Patatesler mutfak havlusunda kurulanır.
Orta ateşte kızartılır.

Fazla yağını çekmesi için kızaran patatesler mutfak havlusuna çıkartılır.

1 Ekim 2010 Cuma

DOĞUKAN' IN POĞAÇASI


Dün akşam Doğukan'a yemeğini çabuk yesin diye "yemeğini bitir poğaça yapalım" dedim oda "hamuru ben yoğurucam" dedi. Bende kabul ettim. Yemek yenildi , benim niyetim tv seyretmek ama beyefendi başladı poğaça yapmıcakmıyız? diye söylenmeye. Evde yumurta da kalmamış koştu maç seyreden babasına, markete gitmek için ikna etti. Yumurtaları aldı geldi yüzündeki çoşkulu ifadeyi görünce "boşver tvyi" dedim ve poğaçaları yapmaya başladık.


1 çay bardağı sıvıyağ ve yoğurtu kaba aldık kaşıkla karıştırmaya başladım hemen kaşığı aldı kendi karıştırmaya başladı. 1 yumurta akını hamura ekledik sarısını üzeri için ayırdık. Yavaş yavaş un ekledik ve yarım paket kabartma tozunu ekledikten sonra hamur kıvam almaya başladı. Doğukan daldırdı ellerini yoğurmaya başladı. Ben arada hamuru toparlamaya çalışıyorum bana "ben yapıcam sen dur" diyo. Yumuşak kıvamlı hamurumuzu yaptık bezelere ayırdık 10 tane çıktı. Avuçumuzda açtık ortasına peynir koyup kapattık. Üzerine yumurta sarısı sürdük ve fırında pişirdik.


Bu poğaçanın tüm aşamaları Doğukan'a aittir. Ben içine peynir kısmında yardımcı oldum. Piştikten sonra sütüyle birlikte poğaçalardan da yedi. Biz poğaçaya tuz eklemeyi unuttuk bir de sonradan Doğukan'ın resimlerini çekmediğim için çok üzüldüm. Bir dahaki sefere artık.

Herkese iyi hafta sonları...