6 Aralık 2010 Pazartesi

SİMİT POĞAÇA




Herkese Merhabalar,

Vay be ne kadar ara verdim bloguma ve çok özledim. Önceden çalıştığım zaman evde kalsam daha çok ilgilenirim diyordum ama malesef hiç ilgilenemiyorum. Pc başına geçince Doğukan yanımda bitiyor "bana çizgi film aç, oyun oynamak istiyorum " diye hiç nefes aldırmıyor. Yada hiç fırsat bulamıyorum pcye açmaya.

Simit poğaçayı yapalı neredeyse 7 ay olmuş. Üzerindeki tarihe bakınca one dedim nasıl eklememişim ? hayret. Annemin çok beğendiği hanfendi zor beğenenlerden. Ne yapsam bir kulp takar. Ama bunu çok sevdi ve bizde. Zaten poğaça olsun yeter bize.




  • 250 gr. margarin (oda sıcaklığında)
  • 2 yumurta ( 1 sarı üstüne sürülecek)
  • 1 çay bard. yoğurt
  • 1 çay bard. sıvıyağ
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 çay kaş. tuz
  • Aldığı kadar un

İçine :

  • 200 gr. beyaz peynir
  • 200 gr. kaşar peyniri

Üzerine:

  • 2 yemek kaş. susam

Hamur malzemeleri karıştırılıp yoğurulur. Ceviz büyüklüğünde parçalar alınıp yuvarlanır. İki parmakla ortasına bastırılıp çukurlaştırılır.

Peynirler rendelenip karıştırılır. Poğaçaların ortasına peynirler yerleştirilir. Kenerlarına yumurta sarısı sürülüp susam serpilir. 200 dereceli fırında pişirilir.

21 Kasım 2010 Pazar

BAYRAMIN ARDINDAN

Bir bayram daha geçti gitti. Bayram gelmeden temizlik, yemek, tatlı yapma telaşı vardı. Bayram da misafir ağırlama , büyüklere gidip bayramlaşma şimdi ise yorgunluk. Ama güzel yorgunluk. Çünkü bayram da özlediğin akrabalarını görebiliyosun ve hasret gideriyosun.


Bu bayram benim için mükemmel geçti. Hiç bir bayramda tatile gidelim modunda olmadım. Günü birlik gezmeleri daha çok severim. Bayram da uzun zamandan beri görmediğim akrabalarımla görüştük. Eğlenceli toplantılarımız oldu. Gece çok geç yatıp sabah geç kalktım hep.

Bir de bayram tatlıları var tabi. Bende nasibimi aldım zaten evdeyim kilolar aldı başını gidiyor. Artık bir dur demek lazım.
Tatlı demişken annemin yaptığı ve herkesin bayıla bayıla yediği kabak tatlısı. Benim pek aram yok eskiden hiç yemezdim. Şimdi ise bir kaç dilim anca yerim.

Tarifi ise; 1,5 kilo balkabağını doğruyorsunuz ve tencereye yerleştiriyorsunuz. Üzerine 1 kilo şeker ilave edip 1 gece bekletiyorsunuz. Ertesi gün kabak sulanmış oluyor ve ocağa alıp kabaklar yumuşayıncaya kadar pişiriyorsunuz. Soğuyunca üzerine bol ceviz serpiyorsunuz ve afiyetle yiyorsunuz.

13 Kasım 2010 Cumartesi

TULEN ÇORBASI

Havalar soğuyup kış gelmeye başlayınca sofralarda çorbasız olmuyor. Bir de evde çocuk varsa hemen hemen her gün çorba kaynatıyoruz. Bu çorba Kafkas bölgesine aitmiş adı farklı ama hepimizin bildiği gibi tavuk çorbası. Doğukan için sürekli değişik çorbalar pişiriyorum özellikle tavuklu ve köfteli çorbaları çok seviyor. Bu çorbayı internette araştırırken buldum severek yedi bizim de hoşumuza gitti.

1 adet tavuk gögsü veya butu haşlanır. Derisinden ve kemiklerinden ayrılıp didiklenir.
1 adet ince kıyılmış soğan ve 2 diş ezilmiş sarımsak 1,5 çorba kaş. tereyağında kavrulur. 2 yemek kaş. un ilave edilip kavrulmaya devam edilir. 1 yemek kaş. salça ve tavuk etleri ilave edilip birkaç dakika kavrulur. 6 su bard. tavuk suyu eklenip kaynayana kadar sürekli karıştırılır. Kaynamaya başlayan çorbaya tuz ilave edilir ve kısık ateşte 5 dak. kaynatılır. Sıcak olarak servis edilir. İsterseniz çorba pişirken karabiber ve kırmızıbiber ekleyebilirsiniz.

12 Kasım 2010 Cuma

DÜNDEN KALMA


Dün kuzenim Gülcan'a gittik. Ne kadar gitmek için niyetlensekde kısmet bu güneymiş. İyi de oldu bebekleri küçükken hiç kucağıma alamam ve sevemem. İrem'de büyümüş tam sevilecek hale gelmiş. Çok sevimli Maşallah ve çok şirin. Kız olması ayrı bir konu. Annesi kırmızı bir etek giydirmişdi öldüm bittim o haline.

Gülcan'la da görüşmeyeli baya olmuşdu çocuklardan fırsat buldukça bol bol sohbet ettik, mükemmel yemekler hazırlamıştı. Kahvelerimizi içtik kayınvalidesi bir de falımıza baktı. Yediklerimiz yetmezmiş gibi birde tahinli milföyler hazırlamıştı ki çayla birlikte nefisdi.

Çocuklar da güzel bir gün geçirdi arada bir anlaşmazlıklar oldu ama ufak şeyler. Bir daha bu kadar uzun bir ara vermeden görüşürüz inşallah.

10 Kasım 2010 Çarşamba

10 KASIM - HAMBURGER EKMEĞİ

Bugün 10 Kasım önce Atatürk'ü analım,


En nihayetinde pc başına geçebildim. Evdeyim ama bir fırsat bulup bloguma bakamadım. Evde zaman çok hızlı geçiyor Doğukan sürekli peşimde tv izlerken bile yanında oturmamı istiyor. Bazen de ben isteksiz oluyorum. Şimdi ise bayram temizliğine başladım. İşte ben bu aralar böyleyim siz neler yaptınız diye ziyaretinize geliyorum şimdi.

Bu ekmek tarifini bir yerden not etmiştim. Geçen hafta yaptık poğaça tadında oldu. Birazını hamburger, bir kaçınıda sandviç yaptık.




  • 1' er su bard. su + süt + sıvıyağ

  • 1 paket maya

  • 2 yumurta

  • Yarım su bard. tozşeker

  • 2 tatlı kaş. tuz

  • 1 tatlı kaş. mahlep

  • Aldığı kadar un

Mayayı 1 su bard. suda eritin ve bütün malzemeyi ekleyip yoğurun. Hamurun üstünü kapatarak sıcak bir ortamda iki katına çıkana kadar mayalandırın.


Hamurdan mandalinadan biraz iri parçalar alıp yuvarların, yağlı kağıt serili tepsiye aralıklarla yerleştirin. 50 derece ısıtılmış fırında 25 dak. mayalandırın.


Fırını 200 dereceye ayarlayıp ekmekleri pişirin.


İsterseniz ekmeklerin üzerine yumurta sarısı sürebilirsiniz.



26 Ekim 2010 Salı

SUSAMLI KURABİYE (KANDİL SİMİDİ)

Mükemmel bir kurabiye, yiyenlerin bir daha yemek istediği ağızda hemen dağılan enfes kurabiyeler. Amma övdüm napim gerçekten öyle kesinlikle hiç tereddüt etmeyin ve mutlaka deneyin pişman olmazsınız.

  • 1 paket oda sıcaklığında margarin
  • 1 çay bard. sıvıyağ
  • 2 adet yumurta sarısı
  • 2 yemek kaşığı sirke
  • 1 tatlı kaşığı tuz
  • 2 tatlı kaşığı şeker
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 tatlı kaşığı mahlep
  • Aldığı kadar un

Üzerine;

  • Yumurta akı ve susam

Bütün malzemeler karıştırılıp yoğurulur. Ele yapışmayacak yumuşak kıvamda hamur hazırlanır. Şekil verilip yumurta akına sonra susama batırılıp yağlı kağıt serili fırın tepsisine dizilir. 200 dereceli fırında pişirilir.


Ben hamura simit, çatal ve uzun kurabiye gibi şekiller verdim.

25 Ekim 2010 Pazartesi

NİHAYET GELDİM

Neredeyse 1 haftadır bloguma hatta google sitelerine giremiyorum ve kimseye de yorum yazamıyorum. Az kaldı çatlıcaktım valla. Doğukan oyun oynarken pc' yi karıştırmış ve nihayet halleddim bu sorunu ve bloguma kavuştum.

Bir kaç haftadır Doğukan'ın dişi sallanmaya başladı. Artık iyice sallanıyodu çekelim dedim ama kimseye elletmedi. Geçen akşam kraker yerken dişi çıktı. Kendi kendine dişini çekmiş oldu.
Doğukanla evde acayip eğlenceli zaman geçiriyoruz. Hava iyi olursa dışarı çıkıyoruz bazen de resim yapıyoruz. Boyama yapmaktan çok çabuk sıkılıyo yeni faaliyetler yapıyoruz.
Elişi kağıtlarıyla bu kediyi yaptık. Bitince duvara astık. Doğukanın çok hoşuna gitti. Devamı gelir artık.

Mutfaktan da uzak durmuyoruz bu ara tarifler birikiyo. Yavaş yavaş yayınlarım artık.
Sevgili Birgül ablam beni unutmamış bu güzel ödülü vermiş. Teşekkür ediyorum kendisine bende herkese gönderiyorum.




Herkese mutlu haftalar.

18 Ekim 2010 Pazartesi

MUHALLEBİLİ KADAYIF

Cumartesi günü günümüz vardı. Bu sefer bişeyler hazırlama sırası bana geldi ve tatlı istediler. Bayramda muhallebi kadayıf yapmıştım ve çok beğenilmişti. Günede yaptım herkesin hoşuna gitti. Denemediyseniz mutlaka yapın.



Menümüzde ise;

Muhallebili tatlı - benden
Hint böreği - annemden
Z. yaprak sarma - Zehra teyzeden
Kıymalı pide - Perihan abladan
Amerikan salatası - Yengemden

  • 250 gr. kadayıf
  • 3 yemek kaşığı tereyağı
  • 3 yemek kaşığı şeker
  • 1 su bar. ceviz içi

Muhallebisi için;

  • 1 lt. süt
  • 1 su bar. şeker
  • 3 yemek kaş. un
  • 3 yemek kaş. nişasta
  • 1 paket vanilya
  • 1 paket krem şanti

Kadayıfları elinizle ufalayın yada doğrayın. Tereyağını eritip kadayıfı ekleyin. Sürekli karıştırarak kavurun. Renk değiştirmeye başlayınca şeker ve cevizi ekleyip karıştırın. Soğumaya bırakın.

Muhallebi için şanti hariç bütün malzemeleri sürekli karıştırarak pişirin. Muhallebi kıvamı alınca ocaktan alıp toz şantiyi ekleyin ve mikserle çırpın. Soğumaya bırakın.

Kadayıfın yarısını borcama serpin ve muhallebinin tamamını boşaltın. Kalan kadayıfı muhallebin üzerine boşaltın. 1 gece buzdolabında bekletin.

16 Ekim 2010 Cumartesi

CEVİZLİ KEK


Bu postu önceden ayarlamıştım ama yayınlanmamış. İşten ayrıldım artık ev hanımıyım. Evdeki pcde sorun vardı şimdi düzeldi. Postun yayınlanmadığını yeni görüyorum ve hemen yayınlıyorum. Kimseyi ziyaret edemedim kaç gündür. Bakalım neler olmuş?

Özledim keki bayadır yapmıyordum. Evde biraz ceviz vardı şöyle bol cevizli olsun biraziri olsun yerken ağıza gelsin dedim. Ama Dogukan hemen yanımda bitti. Ben rondonun düğmesini basim diye tutturdu ve bir bastı cevizler un ufak oldu. Üzerine beyaz çikolata eritip dökelim dedim ama çikolata istediğim gibi erimedi. Evde kremada kalmamış akışkan olsun istedim oda olmadı bıçakla sürdüm. Hayalimdeki görüntü olmadı ama tadı güzeldi.
  • 3 yumurta
  • 1,5 su bardağı şeker
  • Yarım su bar. yogurt
  • Yarım su bar. süt
  • 125 gr. eritilmiş margarin
  • 2,5 su bar. un
  • 1 paket vanilin ve kabartma tozu
  • 1 su bar. ceviz
  • 1 su bar. portakal suyu
  • 1 paket fildişi çikolata

Yumurta ve şekeri çırpın. Süt, margarin ve yoğurdu ekleyip çırpmaya devam edin. Un, kabartma tozu, cevizi ve vanilyayı ekleyip çırpın. Kelepçeli kalıba döküp, 150 derecede pişirin.

Kek piştikten sonra portakal suyunu üzerine gezdirin. Erimiş çikolatayı üzerine sürün. Çikolata parçalarıyla süsleyin.

11 Ekim 2010 Pazartesi

SEBZELİ TAVUK ROSTO

Aniden havaların soğumasıyla bizde de hafif hafif hastalıklar başladı. Öncelik Doğukan'da ve yavaş yavaş bana da geçti. Bu kadar çabuk havaların soğumasına alışamadık doğrusu.

Hafta sonunu dışarda gezeriz diye düşünürken evde kaldık. Evde kalınca napılır mutfaktan çıkılmaz. Oktay usta'da görmüştüm bu yemeği. Çok lezzetli oldu özellikle Doğukan'ın çok hoşuna gitti ve severek yedi.

  • 1 adet tavuk gögsü
  • 1 soğan
  • 1 su bardağı haşlanmış bezelye
  • 1 adet haşlanmış havuç
  • 1 adet kırmızı biber
  • 1 yumurta
  • 1-2 dilim ekmek (kepek ekmek kullandım)
  • Tuz - karabiber

Sosu için:

  • 3 adet domates
  • 2 diş sarımsak
  • Tuz ve kekik

Tavuk gögsünü rondodan geçirip kıyma haline getirin. Soğanı rendeleyebilirsiniz ama ben pratik olsun diye soğan ve ekmeğide rondoya ekleyip çekiyorum.

Tavuk, soğan, ekmek, yumurta, tuz vekarabiberi yoğurun. Bezelye, küp doğranmış havuç ve biberi tavuğa ekleyip tekrar yoğurun. Folyoya sarıp rulo yapın. 200 dereceli firinda pişirin. Folyodan çıkarıp tekrar fırına verin üzeri kızarıncaya kadar pişirin.

Sos için domatesi ve sarımsakları doğrayıp az sıvıyağda pişirin. Tuz ve kekiği ekleyip altını kapatın. Rosto ile birlikte servis yapın.

6 Ekim 2010 Çarşamba

EVDE CİPS YAPTIK


Hafta sonumuz yine evde geçti. Eşim çalıştı bizde Doğukan la evde vakit geçirdik. Bir yandan ev işi yaptık , bir yandan oyunlar oynadık.

Benim cips, kraker v.s. yiyeceklere pek merakım yoktur. Eşim benden beterdir. Diyelim akşam film seyredelim yanında da cips yemek istersin ayda yılda bir. Yediğine pişman eder "o yağlı, tuzlu şeylere nasıl yiyosun, kimbilir nasıl yapıyolardır?" diye söylenir ve cips aldığına pişman olursun. Biz fazla yemeyince Doğukan da pek istemiyor. Bazen markette gidince istiyor ama bir iki parça zor yiyor. Lafı ne çok uzattım ve patates cipsini evde denedik. Hazır satılanlardan hiçbir farkı yoktu. Bir kaç saat sonra bile hala kıtır kıtır duruyordu, gönül rahatlığıyla tükettik. Eşim çok beğendi niye daha fazla yapmadın diye söylendi.




İstediğiniz kadar patates soyulur yıkanır. Rendenin ince doğrama tarafıyla yada patates soyucuyla incecik doğranır.
1 saat suda bekletilir ve bekletme sırasında suyu 1-2 kez değiştirilir.
Patatesler mutfak havlusunda kurulanır.
Orta ateşte kızartılır.

Fazla yağını çekmesi için kızaran patatesler mutfak havlusuna çıkartılır.

1 Ekim 2010 Cuma

DOĞUKAN' IN POĞAÇASI


Dün akşam Doğukan'a yemeğini çabuk yesin diye "yemeğini bitir poğaça yapalım" dedim oda "hamuru ben yoğurucam" dedi. Bende kabul ettim. Yemek yenildi , benim niyetim tv seyretmek ama beyefendi başladı poğaça yapmıcakmıyız? diye söylenmeye. Evde yumurta da kalmamış koştu maç seyreden babasına, markete gitmek için ikna etti. Yumurtaları aldı geldi yüzündeki çoşkulu ifadeyi görünce "boşver tvyi" dedim ve poğaçaları yapmaya başladık.


1 çay bardağı sıvıyağ ve yoğurtu kaba aldık kaşıkla karıştırmaya başladım hemen kaşığı aldı kendi karıştırmaya başladı. 1 yumurta akını hamura ekledik sarısını üzeri için ayırdık. Yavaş yavaş un ekledik ve yarım paket kabartma tozunu ekledikten sonra hamur kıvam almaya başladı. Doğukan daldırdı ellerini yoğurmaya başladı. Ben arada hamuru toparlamaya çalışıyorum bana "ben yapıcam sen dur" diyo. Yumuşak kıvamlı hamurumuzu yaptık bezelere ayırdık 10 tane çıktı. Avuçumuzda açtık ortasına peynir koyup kapattık. Üzerine yumurta sarısı sürdük ve fırında pişirdik.


Bu poğaçanın tüm aşamaları Doğukan'a aittir. Ben içine peynir kısmında yardımcı oldum. Piştikten sonra sütüyle birlikte poğaçalardan da yedi. Biz poğaçaya tuz eklemeyi unuttuk bir de sonradan Doğukan'ın resimlerini çekmediğim için çok üzüldüm. Bir dahaki sefere artık.

Herkese iyi hafta sonları...

30 Eylül 2010 Perşembe

BOSTAN KEBABI

İnsanlar ne garip hiç elindekiyle yetinmeyi bilmiyor. Mesala ben geçen aylarda zamanım yok diye şikayet ediyordum. Şimdi çalıştığım yerde daha geç çıkıyorum ve cumartesi günü de çalışıyorum. Şimdi hiç zaman bulamıyorum. Gerçekten sahip olduklarımızın değerini kaybedince anlıyoruz.
Şu patlıcanıda çok severim. Közlemesi, kızartması herşeyiyle güzel sebze. Bostan kebabını kızartarak da yapabilirsiniz ama hafif olsun diye kızartmadım. Zaten kilolar aldı başını gidiyor. Bir yerde dikkat etmek lazım.

  • 1 kilo bostan patlıcan (5 adet)
  • 500 gr. kuşbaşı
  • 2 adet soğan
  • 3 adet biber
  • 2 adet domates
  • 1 su bardağı bezelye (haşlanmış)
  • 1 yemek kaşığı salça
  • 5 yemek kaşığı sıvıyağ

Sosu için:

  • 1 yemek kaşığı salça
  • 1,5 su bardağı su
  • 2 yemek kaşığı sıvıyağ
  • tuz

Üzeri için:

  • 1 domates
  • 1 su bardağı rendelenmiş kaşar peyniri

Patlıcanlar saplarıyla birlikte soyulur. Tuzlu suda bekletilip kurulanır. Biraz tuz ve sıvıyağla karıştırılıp fırın poşetine konur. 200 dereceli fırında 40 dk. pişirilir.
Soğan yemeklik doğranır ve sıvıyağda sotelenir. Et ilave edilip suyunu salıp çekinceye kadar pişirilir. Salça eklenip karıştırılır. Doğranmış biber ve domates eklenip pişirilir. (ben düdüklüde pişirdim.) Pişen ete tuz ve bezelye eklenip 5 dk. daha pişirilip ocaktan alınır.
Patlıcanlar ikiye ayrılır ve kaşıkla içi açılır. İsterseniz patlıcanları bütün olarak kullanabilirsiniz. Karnıyarık gibi. Etle doldurulur. Üzerine bir dilim domates konur ve kaşar peyniri rendesi paylaştırılır. Sos malzemeleri karıştırılıp tepsiye dökülür. Fırında kaşar eriyene kadar pişirilir.

28 Eylül 2010 Salı

FIRINDA PALAMUT



Merhabalar,
Artık sonbaharın gelmesiyle bizim evde her hafta sonu balık pişmeye başladı. Ben balığın her türlüsünü severim. Fırında, ızgarada pişeni kızartmaya tercih ederim. Ama evde herkes kızartmayı daha çok seviyor. Bu hafta palamut aldık. Fırında pişirdim ama kızartma tadında oluyor. Bizim palamutlar küçük olduğu için balıkçı dörte böldü ama dilim doğrandığında daha güzel oluyor.


3 adet kuru soğan halka doğranıp tepsiye dizilir. 2 adet dörtde bölünmüş palamut soğanların üzerine yerleştirilir. Her balığın üzerine fındık kadar tereyağ konur ve tuz serpilir. 200 dereceli fırında üzeri kızarana kadar pişirilir.

Bol yeşil salata ile servis yapılır. Ben haşlanmış patatesi maydonoz ve pulbiberle karıştırıp yanına garnitür hazırladım.

23 Eylül 2010 Perşembe

ÇİKOLATALI FINDIKLI KURABİYE


Günümde yapmış olduğum bu kurabiyeleri dün akşam tekrar yaptım. İlk yaptığım daha iyi olmuştu. Hazır satılan bisküviler gibiydi.

Dün unu fazla kaçırdım ve çikolatanın yarısını bayramdan kalma çikolatayı kullandım. Onlarda yoğururken hemen eridikleri için hamur kahve rengi oldu. Tadı ilk yaptıklarım kadar güzel olmasa da beğenildi.

  • 180 gr. eritilmiş margarin
  • 1 su bardağı şeker
  • 1 yumurta
  • 1 yumurta sarısı
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 paket vanilya
  • 1 çay bardağı bütün fındık
  • 150 gr. iri kıyılmış çikolata
  • Aldığı kadar un (3 s.b. kadar)

Margarin, yumurtalar ve şeker kaşık ile karıştırılır. Kabartma tozu, vanilya ve un ilave edilip yoğurulur. Unu azar azar ilave edin. Yumuşak kıvamda bir hamur olmalı. Fındık ve çikolatayı ekleyip yoğurmaya devam edin. Ceviz büyüklüğünde parçalar alın yuvarlayın. Avucunuzda hafif bastırıp yassılaştırın ve yağlı kağıt serilmiş tepsiye aralıklarla dizin. 150 derecede 15 dak. kadar pişirin. Kurabiyeler fırından çıkınca yumuşak oluyor ama 5-10 dak. beklettikten sonra sertleşiyor.

21 Eylül 2010 Salı

GÜNÜM


Kışın gelmesiyle birlikte bizde konu komşu gün işine giriştik. Maksat kışın bir faaliyet olsun. Ben eskiden böyle oturmalı günlere dışardan katılırdım. Ama gün haftasonu olunca katıldım. Ve kurada ilk ben çıktım. Ev sahibine çok yüklenilmesin diye belirlenen farklı 4 kişi marifetlerini gösterip bişeyler yapıyorlar. Ben şanslıydım hesapta olmayan misafirlerimde vardı. Süpriz konuk ise Serpil'di. Canım gelirken boş gelmemiş oda nefis trufflar yapmış. Artık 15 günde bir bu gün muhabbetini yaparım.




  • Yogurtlu bulgur köftesi (teyzemden)
  • Mercimek köftesi (Nurgül'den)
  • Cevizli truff (Serpil'den)
  • Fındıklı kek (Sibel abla'dan)
  • Patates salatası (Sultan teyze'den)
  • Patatesli elde açılmış börek (Kudret abla'dan)
  • Makarna salatası (benden)
  • Patatesli yumuşak kurabiye (benden)
  • Çikolatalı, fındıklı kurabiye (benden resmini çekmeyi unutmuşum enkısa zamanda tekrar yapıcam)


PATATESLİ YUMUŞAK KURABİYE

Tarif Oktay usta'dan. Doğukan çok sevdi bu kurabiyeleri, pogaça tadında oluyor.

  • 3 su bardağı un
  • 1 adet haşlanmış patates
  • 100 gr. kaşar peyniri
  • 125 gr. margarin
  • 1 yumurta
  • 1 tatlı kaşığı pulbiber
  • 1 çay kaşığı karbonat
  • 1 çay kaşığı tuz

Patates ve peynir rendelenir. Bütün malzeme karıştırılıp yogurulur. Ceviz büyüklüğünde parçalar alınıp yuvarlanır. Yağlı kağıt serilmiş tepsiye dizilir. Üzerine yumurta sarısı sürülür.

Ben yumurtanın akını hamurun içine sarısını da üzerine sürdüm.

18 Eylül 2010 Cumartesi

KARIŞIK KIZARTMA DOLMASI


İsim tamamen uydurmadır. Ama tadı gerçekten çok güzel. Bildiğiniz kızartma ama sunumu değişik. Uzun zamandır nerdeyse bütün blog arkadışlarım da gördüm ve sonunda bende yaptım.

Tarifi ise, 3 adet patates, 1 havuç, 1 kabak, 1 patlıcan ve 1 kırmızı biber küp küp doğranır ve kızartılır. Çekirdekleri çıkartılmış dolma biberler bütün kızartılır. Sebzeler dolma biberin içine doldurulur. Kapak kısmına 1 yemek kaşığı yoğurt konur ve pul biber serpilir.

15 Eylül 2010 Çarşamba

SULTAN KEBABI

Merhabalar,
Dört günlük bayram tatilinin ardından yine işe başladık. Kendimi toparlamam biraz zor oldu. Doğukan la evde vakit geçirmek eğlenceliydi, hasret giderdik. Babası da evde olduğu için keyfi yerindeydi.

Tarif Oktay usta' dan, lezzetli hafif bir yemek. Bir kaç kez yapmıştım bu yemeği ama bir türlü resmini çekemedim. Bu kez fırından çıkarır çıkarmaz hemen çektim.


  • 3 adet patlıcan
  • 3 adet kabak
  • 300 gr. kıyma
  • 1 adet soğan
  • 4 adet biber
  • 4 adet domates
  • 1 çay bardağı süt
  • 1 yumurta
  • Kaşar peyniri rendesi
  • 1/2 çay bardağı sıvıyağ
  • Tuz - baharat

Patlıcanları alaca soyun. Kabakla birlikte halka şeklinde doğrayın. Sıvıyağ, tuz ve baharat ekleyip karıştırın. Fırın tepsisine boşaltıp pişirin.

Kıma ve soğanı kavurun. Yarı pişmiş haldeki sebzelerin üzerine yayın. Süt ve yumurtayı çırpıp üzerine gezdirin. Doğranmış domates ve biberi ilave edip fırında pişirin. Pişmeye yakın kaşar peynirini serpin.

2 Eylül 2010 Perşembe

SALSA SOSLU TAVUK




Merhabalar,

Artık hafta sonunu iple çekmeye başladım. Oğlumun gelmesine sadece 2 gün kaldı. Ne kadar özledim keratayı. Daha gelmeden sipariş vermeye başladı. Beni şuraya götürün, şu oyuncağı al diye. Artık gelsinde yaparız bişeyler.

Yemeğimiz pratik bir tavuk yemeği, tarifi internetten almıştım. Geçen akşam yaptım bizim çok hoşumuza gitti. Tavuğu ben pirzola kullandım, kemiklerini çıkarttırdım. Baget yada kanatta kullanabilirsiniz.
Bu yemeğimi etkinlik için Mintinin mutfağına yolluyorum.



  • 1 kilo tavuk pirzola
  • 1 yemek kaşığı soya sosu
  • 3 yemek kaşığı sıvıyağ
  • Tuz - karabiber

Salsa Sosu:

  • 5 adet iri domates
  • 1 adet kuru soğan
  • 3 adet biber
  • 2 diş sarımsak
  • 2 yemek kaşığı sıvıyağ
  • 1 tatlı kaş. şeker
  • Tuz.

Biber, soğan ve sarımsak ince ince kıyılır. Domatesler rendelenir. Sos malzemelerinin hepsi tavaya alınır ve koyulaşana kadar pişirilir.

Tavuklar ayrı bir tavada sıvıyağda arkalı önlü kızartılır. Üzerine soya sosu, tuz ve karabiber serpilir. Sos tavuklarn üzerine gezdirilir ve kısık ateşte 20 dak. pişirilir.

31 Ağustos 2010 Salı

FENERBAHÇE PASTASI


Cumartesi günü yeğenim Berke'nin doğum günüydü. 13 yaşına girdi kocaman delikanlı oldu. Ben de annesiyle görüşüp sürpriz yapalım ve fanatik Fenerbahçelinin pastasını Fenerli yapalım dedik.

Pastayı donmuş krema transferi yaparak süslemek istedim ama beceremedim. İstediğim gibi olmadı. Transfer işini tekrar deneyeceğim.

Pandispanyanın tarifi burada.

Kreması için:
  • 3 yumurta sarısı
  • 2 yemek kaşığı nişasta
  • 4 yemek kaşığı şeker
  • 3 yemek kaşığı un
  • 2 su bardağı süt
  • 2 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 paket vanilya

Bütün malzemeleri muhallebi kıvamına gelene kadar karıştırarak pişirin. Soğuduktan sonra pandispanyanın arasına sürün.

Krema soğuduktan sonra çok katılaştı ben yarım paket krema ekleyip blender dan geçirdim. Pastanın arasına doğranmış çilek ve böğürtlen ekledim.

Dış kaplaması için 2 paket krem şantiyi tarife göre hazırladım.Bir kısmına gıda boyası ekleyip süsledim. Kalan şantiyle kenarlarını kapladım.

27 Ağustos 2010 Cuma

TAZE MEYVELİ KEK




Herkese Hayırlı Cumalar,


Evdeki işlerimi biraz olsun hafiflettim. Bir ara fırsat bulup bu bol meyveli keki yaptım. Ne zamandan beri kek yapamıyordum iyice özlemiştim. Tarifi kültür aşı programından almıştım. Meyveleri istediğiniz gibi seçebilirsiniz ben evdeki meyveleri kullandım. Tadı hoş ve şekeri miktarı biraz az ama meyvelerin şekerini hesaba katmak lazım.



  • 3 yumurta
  • 1 su bardağı şeker
  • 1 su bardağı süt
  • 1 çay bardağı sıvıyağ
  • 1 çay bardağı su
  • 2,5 su bardağı un
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 paket vanilya
  • 1 çay kaşığı tarçın ve zencefil
  • 1'er adet elma, şeftali, armut
  • 3 adet çilek
  • 3-4 adet kuru kayısı
  • 4 adet iri doğranmış ceviz

Yumurta ve şeker iyice çırpılır. Süt, sıvıyağ ve su eklenip tekrar çırpılır. Un, kabartma tozu, vanilya, tarçın ve zencefil eklenip çırpılmaya devam edilir. Meyvelerin kabukları soyulur ve çekirdekleri çıkartılır ve küçük doğranır. Doğranan meyvelerin üzerine un serpilip karıştırılır. Meyveler ve iri doğranmış kayısı ve ceviz ilave edilir ve kaşıkla karıştırılıp yağlanmış kalıba boşaltılır. 180 dereceli fırında pişirilir. Fırından çıktıktan sonra üzerine pudra şekeri serpilir.



18 Ağustos 2010 Çarşamba

FIRINDA PATLICAN YEMEĞİ


Merhabalar,
Yine istemeden çook uzun ara verdim, şimdi bu kadar aradan sonra ne yazacağımı bilmiyorum. Kelimeleri toparlıyamıyorum.
Annem ve oğlum hala yoklar eylül de gelecekler. Ben ise sabah işe akşam eve koşturup duruyorum. Ev işi, ütü derken bu arada yaz temizliğine başladım. Yemek yapmaya vakit ayıracak zaman yok malesef. Hep aperatif hep pratik hazır yiyecekler yapıyorum. Bu patlıcan yemeğide öyle. Ben patlıcanın kızartılmış halini çok severim ama bu sıcaklarda çok ağır oluyo diye böyle fırında pişirdim.

  • 1 kilo patlıcan
  • 300 gr. kıyma
  • 2 adet kuru soğan
  • 3-4 adet domates
  • 3 adet biber
  • 1 yemek kaşığı salça
  • 1,5 su bardağı su
  • 1 çay bardağı kadar sıvıyağ
  • Tuz, karabiber, pulbiber

Patlıcanlar soyulur irice doğranır. Yarım çay bardağı sıvıyağ, tuz, karabiber eklenip karıştırılır. Fırın tepsisine boşaltılıp pişirilir. Kıyma tavaya alınıp kavrulur, ince doğranmış soğan ve kalan sıvıyağ eklenip pişirilir. Fırından çıkan patlıcanların üzerine kıymalı harç boşaltılır. Doğranmış domates ve biber eklenir. Salça ve su karıştırılıp patlıcanın üzerine gezdirilir. Fırında pişirilir.

29 Temmuz 2010 Perşembe

ÇİKOLATALI PEYNİRLİ KEK


Bende ilk duyduğumda çikolata ve peynir nasıl olur? dedim ama süper oldu. Tarif Emel Başdoğan' dan tv programında yapmıştı. Bende merak ettim ve denedim. Sonuç mükemmel. Biraz değişiklik yaptım o portakal da kullandı ben kullanmadım, bir de ben malzemeleri yarı yarıya kullandım.
  • 250 gr. un
  • 125 gr. margarin
  • 4 yumurta
  • 1,5 su bardağı şeker
  • 1 adet limon kabuğu ve suyu
  • 1 su bardağı süzme yoğurt
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 paket vanilin
  • tuz
  • 1 paket karbonat

Çikolatlı iç için:

  • 1 paket eritme beyaz peynir (pınar beyaz)
  • 25 gr. kakao
  • 1,5 yemek kaşığı şeker

Şeker ve limon kabuğu rendesini mikserde çırpıyoruz. Oda sıcaklığında olan margarini ekleyip krema kıvamına gelene kadar çırpıyoruz. Yumurtaları teker teker ekleyip çırpmaya devam ediyoruz. Süzme yoğurt ve limon suyunu karıştırıp hamura ekliyoruz. Un, kabartma tozu, vanilin karbonat ve tuzu ayrı bir kapta karıştırıp iki seferde hamura ekleyip çırpıyoruz.

Hamurdan 1 su bardağı kadar ayırıyoruz. Karıştırma kabında 2 yemek kaşığı kadar hamur ayırıp kalanı yağlanmış kalıba boşaltıyoruz. Ayırdığımız 2 yemek kaşığı hamura peynir, kakao ve şeker ekleyip çırpıyoruz. Kalıptaki hamurun üzerine döküyoruz. Önceden ayırdığımız hamuru kakaolu karışımın üzerini kapatıp, 170 dereceli fırında pişiriyoruz.

26 Temmuz 2010 Pazartesi

KAYISILI TART VE MİM


Merhabalar,

Biraz ihmal ediyorum blogumu ama elimde değil. Evle iş arasında mekik dokuyorum. Eve gidincede temizlik, ütü, yemek vs. ile uğraşıyorum. Geçen gün fırsat bulup kayısılı tartı yaptım. Daha önce de yapmıştım ama kalıp küçük gelmişti ve taşmıştı. Şimdi malzemeleri ayarladım. Çok iyi oldu.

Kek için; 2 yumurta ve 2 kahve fincanı şeker çırpılır.1 fincan süt ve sıvıyağ, 1 paket kabartma tozu, vanilya ve 1 su bardağı un eklenir ve çırpılır. Yağlanmış tart kalıba karışım dökülür fırında pişirilir.
Krema için; 1 paket vanilyalı creme ole 1 su bardağı süt ile çırpılır ve üzerine 1 paket krema eklenip çırpılmaya devam edilir. Soğumuş kekin üzerine sıvanır. Üzerine doğranmış kayısılar eklenir. En son 1 paket tart jölesi tarife göre hazırlanır ve kayısıların üzerine sürülür. Dolapta bir kaç saat dinlendirilir ve afiyetle yenir.

Serpil bana mim yollamış, konusu aşağıdaki kelimelerin ilk akla getirdikleri.

  • Felsefem, Geçmiş geçmiştir.
  • Hayat, Çok kısa
  • Çocukluk, Masumluk
  • Güneş, Sıcaklık
  • Gözler, Kalbin aynası
  • Yıldızlar, Erişilemez
  • Güzellik, Geçici
  • Sevgi, Hep olması gereken
  • Aşk, Geçici sevgi
  • Müzik, Ruhun gıdası
  • Dost, Kolay bulunmayan
  • Para, Araç
  • Zaman, Su gibi akıp giden
  • Erkekler, Boşverci
  • Kadınlar, Herşeyi çok bilen
  • Savaş, Bencillik
  • Ağlamak, Deşarj olmak
  • Deniz, Huzur
  • Hayal, Sonsuz özgürlük

İşte benim ilk aklıma gelenler. Bende bu mimi Yemek vakti Aylin' e yolluyorum.

Herkesin Berat Kandili mübarek olsun. İyi haftalar.

15 Temmuz 2010 Perşembe

İZLEDİKLERİM

Akşam eve gidince Doğukan olmadığı için ve evde sadece eşimle ben olduğundan pek yemek yaptığım söylenemez. Tv de seyredicek bişey bulamadığımızdan bizde oturup film izliyoruz. Genellikle son dönem Türk filmlerini izledik.


Ejder Kapanı konusu ve kadrosu bence çok iyi bir film olmuş. Yabancı film esintileri biraz var ama ben beğenerek seyrettim.


Çocuk tecavüzcülerini öldüren bir katilin izinde adalet kavramının sorgulandığı filmde, iki deneyimli dedektif emeklisi yaklaşmış olan Abbas (Uğur Yücel) ve Akrep Celal (Kenan İmirzalıoğlu) bir seri katilin peşine düşürler. Cinayet kurbanları aftan yararlanarak hapisten çıkmış sübyancılardır. Eldeki ipuçları askerden dönen ve kardeşi tecavüze uğrayan Ensar 'ı (Nejat İşler) işaret etmektedir.



Ay lav yu fragmanından güzel bir film diye düşündüm ama seyrettiğimde vasat bir film olmuş. Bazı yerlerde gereksiz küfürler ve abartılı sahneler var.


Tinne köyünün muhtarı Yusuf Ağa, resmi kaydı bulunmayan köyünü tanıtmak için devlete mektup yazar. Oğlu İbrahim ise Papaz Hanna'nın üzerine kayıtlı olarak üniversiteyi okur ve bitirir. İbrahim 30 yaşına geldiğinde Amerikalı sevgilisi Jessica ile birlikte köye gelir.





Abimm filmini aslında pek istekli seyrettiğim söylenemez. Ama çok yanılmışım çok iyi film. Kesinlikle tavsiye ederim hiç tereddüt etmeden seyredebilirsiniz. Mustafa Üstündağ'ı zaten çok beğenirim, Levent Üzümcü çok iyi rol yapmış. Eğlenceli, komik güzel bir film olmuş.


Çetin (Mustafa Üstündağ) hapiste yatmış mafyanın ayak işlerini yapan sakar bir adam. Bir gün halası arar ve hiç görmediği babasının öldüğünü ve mirası için Çetin'i çağırır. Cenazeye gittiğinde zihinsel engelli Arif'in (Levent Üzümcü) abisi olduğunu öğrenir ve onu yanına almak zorundadır.
İki kardeşin Marmaris yollarında başına gelen olayları anlatmaktadır.


7 Kocalı Hürmüz bu film de tereddüt ederek izlediğim ve çok beğendiğim bir film. Müzikal, eğlenceli bir film. Film de oynayan herkes çok başarılı bence.

1800'lü yılların sonlarında İstanbul Taşkasap da yaşayan Hürmüz, farklı mesleklerden
altı kişiyle hiç bir yasal yanı olmadan evlenmiştir. Haftanın bir günü her kocasını ağırlar ve onlardan hediyeler alarak geçimini sağlar.

Bir gün berber eşinin dükkanında Doktoru görür ve aşık olur. Hastalanmış gibi yaparak doktoru eve çağırır ve doktor da Hürmüz'e aşık olur. Olaylar bundan sonra karışır.



Sonsuz filminden de pek ümitli değildim ama çok yanıldım. Son dönemde seyrettiğim en güzel filmlerden birisi.

13 yaşında töre cinayetinden hapse girmiş olan Serhan(Ferhat Gündoğdu) , 20 yıl hapiste yattıktan sonra çıktığı gün kanser olduğunu öğrenir. Tedavi gördüğü hastanede barda djlik yapan Volkan (İsmail Hacıoğlu) ile tanışır. Volkan tedavi olmayı kabul etmeyen bayılınca hastaneye uğrayan asi bir ocuktur. Hastanede Süleyman Turan da tedavi olmaktadır. Onu baba gibi seven ve dinleyen Volkan ondan Serhan'ın hayatını öğrenir. Süleyman abisinin Volkan dan isteği az bir zamanı kalan Serhan'ı yanına alıp hayatı göstermesidir.
Volkan barda çalışan sevgilisini de almak için bara gider ve kıskançlık yüzünden Serhan ile olay çıkarırlar. Bar sahibi Cihan (Şevket Çoruh) karanlık işler yapan sert, astığı astık kestiği kestik bir adamdır. Ama sanata çok tutkundur ve çok duygusaldır.
Volkan, Serhan'ın son günlerini en güzel şekilde yaşatmaya çalışırken, Cihan da peşlerindedir.